31 Mayıs 2010 Pazartesi

KIRGINIM-KIZGINIM


Kırgınım size
Beni anlayamadınız
Kızgınım kendime
Kendimi anlatamadım size
Kırgınım size
Değer verdiğimi anlamadınız
Kızgınım kendime
Değerinizden fazlasını verdim size
Kırgınım size
Susmalarımı yanlış anladınız
Kızgınım kendime
Susmalarında bir tepki olduğunu
Anlatamadım size
Kırgınım size
Her hareketimde her konuşmamda
Bir eksiklik aradınız
Kızgınım kendime
Bütün bunları bilerek konuştum sizinle
Kırgınım size
Sevgi dedim nefret anladınız
Kızgınım kendime
Sevgimi hoyratça sundum size..


Bilge

27 Mayıs 2010 Perşembe

HAYKIRMASIN

Al paramparça et şu kalbimi
Seni sevmesin bir daha
Boya tüm yeşilleri siyaha
Hatırlatmasın gözlerini
Al parçala tabanlarımı
Tuz ek yaralarıma
Gidemesin kavuşamasın sana
Kes kollarımı
Uzanmasın sarılmasın sana
Kopar ses tellerimi
Seni sevdiğini haykırmasın

BİLGE

24 Mayıs 2010 Pazartesi

duman-ateş ve köy

nar ağaçları çiçek açmıştı
bir ip uğruna kavgaya tutuştular ateş 2 aylık olmasına rağmen çok hareketli
dumanla -ateş kardeş kardeş yattıklarına bakmayın siz
duman 6 ay lık oldu yeni bir köpek daha sahiplendik
hafta sonları köye gidiyorum.
sebzeler çok iyi olmuş salatalıkları  taze soğanı yemeye başladık devamlı yağmur yağdı hava bayağı serinlemişti hafta sonum duman yapma ateş dur diyerek geçti sayılır.

BİLGE

21 Mayıs 2010 Cuma

KEKEMELİK


Televizyon kanallarımızın birinde bu gün kekemelik konusu işleniyor . Proğramı izlerken yıllar önce heyecanlanınca iyice kekeleyerek konuşan bir elemanım geldi aklıma.Sizlerle paylaşmak istedim.
 Yıllar önce bir kurumda müdür olarak görev yapıyorum çok yoğun çalışıyoruz .Elemanlarımız göreve dışarıya gidiyorlar arazi çalışması vs. Tapu müdürlüğünde bir işimiz var .Randevu alındı bir eleman göndermem gerekli o dosyayla ilgilenen ve kekeleyerek konuşan elemanım dosyayı aldı ve  görüşmeye gitti.Ben tapu müdürünü tanımıyorum .Randevu işini sekreterler hallediyor.Bizim eleman gitmesiyle geri dönmesi bir oldu.
Yanıma geldi heyecanlanmış kekeleyerek konuşuyor ne oldu dedim .Müdürüm bir daha beni lütfen Tapu Müdürlüğüne gönderme rica ediyorum .Görüştünmü müdür beyle diye sordum .Odasına kadar girdiğini ama bir kelime etmeden odadan dışarıya çıktığını anlattı sebep dedim .Çünkü müdür beyde kekeleyerek konuşuyor bende konuşmaya başlayınca takldini yapıyorum sanar diye hiç sesimi çıkarmadan dosyayı aldım ve çıktım dedi.
Müdürü aradım hemen gerçekten kekeleyerek konuşuyordu .Özür diledim elamanımın birden rahatsızlandığını ve  dönmek zorunda olduğunu anlattım başka bir arkadaşı gönderdim.
Kulakları çınlasın sevgili çalışma arkadaşımın ona kızdığım zaman şaka yollu sinirlendirme beni Tapu ile ilgili bütün konularda seni görevlendireceğim dediğim zaman tamam müdürüm ne iş verirsen yaparım yeterki beni oraya gönderme derdi.
Güzel günlerdi o günler saygılı çalışkan elemanlarımı bu vesileyle sevgiyle anıyorum..





BİLGE

20 Mayıs 2010 Perşembe

SORUYORUM


Sana
Bu yalnızlığınla dolu
Güney ülkesinden
Kuşlarla selam gönderiyorum
Alıyormusun?
Sana
Hasretliğinle buram buram tüten
Bu sıcak şehirden
Şarkılar söylüyorum
Duyuyormusun?
Sana
Yokluğunla, hasretliğinle
Sevginle gelmek isteyen
Ama gelemiyen
Beni
Anıyormusun?
BİLGE

19 Mayıs 2010 Çarşamba

ÖDÜL



Sevgili RUHUM ve EZGİLİMELODİ  tatlı blog ödülü göndermiş çok teşekkür ediyorum.

Şartları:
Bu ödülle ilgili bir post hazırlayınız ve ödülü kimden aldığınızı cümle aleme duyurunuz.
Ödülü bloğunuza koyunuzki gören ne kadar tatlı olduğunuzu anlasın..!!!
Bu ödülü 10 tatlı blogger'a gönderiniz
Ödüllendirdiğiniz10 kişiye yorumla haber veriniz ki onlarda sevinsin deniyor

bütün arkadaşlarım tatlı olduğundan bu ödülü herkese armağan ediyorum..

BİLGE

18 Mayıs 2010 Salı

GÖRDÜM


Gök yüzünde bir bulut
Bulutun üstünde ben
Seyreyledim dünyayı
Ummanlar gördüm
İçinde kayboldum
Denizler gördüm dalgalı hırçın
Ovalar gördüm bereketli
Çöller gördüm mecnun leylasını arar
Doruklar gördüm görkemli ve yalnız
Tepecikler gördüm etrafında çalılar
Koşanları, sürünenleri gördüm
Kavgalar gördüm dünya malına
Sevgiler gördüm çıkarsız
Kalabalıklar gördüm
Birbirinden habersiz
Kalabalıklar içinde yalnızlar
İnsan gibi insanlar gördüm
İnsancıklar gördüm
Ormanlar gördüm
Derinliklerinde güzellikler
Güneşi gördüm aydınlandım
Ay gördüm yıldız gördüm
Karanlık gecelere ışık saçan
Çağlayanlar gördüm coşkulu
Savaşlar gördüm bir hiç uğruna
Akıllılar gördüm
Kendini akıllı sananlar
İndim buluttan yeryüzüne
Nokta oldum kayboldum....

BİLGE

14 Mayıs 2010 Cuma

HÜZÜN VE SEVİNÇ

Heyecanla ellerim titreyerek çevirdim numarasını sesini duyunca sanki yanımdaymış gibi hissettim.Telefon numarasını tesadüfen karşılaştığımız ortak bir arkadaşımdan almıştım evlilik soyadını bilemediğimden telefonunun numarasını bulamamıştım
Konuştuk uzun uzun bu konuşmalar hep eskilerdendi .Bana geleceğini söyledi yakın bir il de oğlu eğitim görüyordu eşini bekliyordu gelebilmek için çünkü o güzel yeşil gözlü arkadaşımın gözleri artık iyi görmüyordu
Yüksek göz tansiyonundan gözünün birini tamamen kaybetmiş öbürü ile de sisli görüyormuş kahroldum o kadar güzel gözleri vardı ki yemyeşil bu yazımdan önce yazdığım şiiri o gittikten sonra yazdım.
25 yıldır görüşmüyorduk beraber görev yaptığımızda aynı lojmanda otururlardı benim okul arkadaşımla beraber ama kendisinin de söylediği gibi yatmadan yatmaya kullanırlardı lojmanı..
En çok ta kızımı merak ediyordu çünkü aralarında korkunç bir sevgi vardı kızım sinirlendiğinde (daha 2 yaşındaydı o zaman)dittttttt bi daha da gelme  derdi arkadaşım kalkardı kapıya doğru gidince de bir yaygara koparır ditmeee şaka yaptım der kapının önüne geçerdi.
Çok zor günler geçirmişti gözünü kaybedince eşinden ayrılmış 1 tane cik evladına adamıştı kendini..5 ay önce isveçli bir beyle evlenmiş o görmeyen gözlerinde umut ışıklarını gördüm yeni eşi o kadar sevecen biri ki onun gözündeki ışık olmuş..
Ben de misafirlerdi gittiler içimde bir hüzün kaldı gözleri iyi görmediği için sevincim ise yeni eşiyle umutla bakabilmesi yarınlara ve  sevgileriydi..


BİLGE

13 Mayıs 2010 Perşembe

YAPRAKLAR

sarardılar soldular
baharlarına kavuştular

yiten umutlar gibi döküldüler birer birer
Kara sevdalılar gibi
Sarardınız soldunuz
Kurudunuz yapraklar
Düştünüz birer birer
Toprak ananın koynuna
Sanki kavuşacakmışsınız gibi baharlarınıza
Sizin gibiydi
Bir bahar mevsiminde
Yeşil gözlerde yeşeren umutlar
Sonra gün geldi vakit erişti
Sarardılar soldular
Bir sonbahar mevsiminde
Yağmurla birlikte
Döküldüler birer birer
Toprak ananın koynuna
Sanki kavuşacaklarmış gibi
Yeşil yeşil umut dolu baharlarına...

BİLGE

10 Mayıs 2010 Pazartesi

SENİ ANLATSAM

Seni anlatabilsem seni
Ufacık masum çocuklara
Aşkımızı bir masal yapsam
Anlatabilsem uzun uzun
Hiç bıkmadan hiç usanmadan

Seni anlatabilsem seni
Kır çiçeklerine kelebeklere
Uçan kuşlara esen yellere
Defalarca anlatsam
Seneler sürse
İnan hiç yorulmam

Seni anlatabilsem seni
Yalnız sokak lambalarına
Sarhoş kaldırımlara
Kırık kadehlere
Bitmeyen yalnızlığıma
Seni anlatabilsem seni
Yalancı dünyaya

BİLGE

7 Mayıs 2010 Cuma

İSMİNİ BİLMEDİĞİM AMCA



Köydeki bahçeme çiçek dikerken yoldan traktörü ile
geçen resmini gördüğünüz amca kolay gelsin kızım diye durdu, aramızda şu konuşma geçti
-Kolay gelsin kızım ne yaparsın
-Sağ ol amca çiçek dikiyorum
-Du hele bi yol benim bahçemde mor mor açan çiçekten getirem sen onu da dik pek arsızdır hemen duta burlara sardırıver.
-Sağ ol amca zahmet etme
-Çiçeğin zahmetimi olur be kızım dedi gitti
Akşam dönüşte getirdi çiçeği o sırada çay içiyorduk davet ettim.
-Yok kızım akşam oluyo hayvanlara bakıvercem teyzen yannız başına başa çıkamıyo
-Bir bardak çay içmeylen geç kalmazsın amca dedim ama ikna edemedim.
Gittikten sonra eşime sordum ismini bilmiyordu bende sormamıştım. Komşulara sordum onlarda bilmiyorlardı.
Daha önceleri eşiyle geçerlerken selam vermiş uğurlar ola amca demiştim.
Ertesi gün geçerken yine durdu ismini yine sormadım.Çiçek için teşekkür ettim.
-Sen insan evladına benziyon kızım burdan o kadar geçeriz senelerdir bir sen selam verdin be kızım selamın karşılığı hiç çiçek olurmu biz seni çok sevdik bizim karıyla konuşuruz şehirlidir ama bak selamsız bizi geçirmez dedik dedi..
İsmini inşallah görürsem kesin soracağım. Selam vermek gülümsemek tüm iyilik kapılarının açılmasında o kadar etkendir ki bunu bu olayla bir kez daha anladım .
İsmini bilmediğim amca bana bunu bir kez daha hatırlattığı için kendisine teşekkür ederim..
Bizler büyürken ailemiz hayat bir ayna aynaya somurtarak bakarsan o da sana somurtur..Gülerek bakarsan güler diye öğretmişlerdi iyiki öğretmişler ..

BİLGE

5 Mayıs 2010 Çarşamba

YOKLUĞUN (anneme)

Rahmetlik annemin en sevdiği papatyalar

Sokaklar insan doluydu
Sokaklar kalabalık
Ben o koskoca kalabalıkta
Yapayalnızdım
Dün yine dolaştım
Bu sensiz şehri
Çiçekler açmamış
Ağaçlar yeşermemiş
Kuşlar ötmez olmuştu
Her yerde senin yokluğun vardı
Evimiz, bahçemiz sensiz öksüz
Bir bir dolaştım
Sevdiğin bu şehrin sokaklarını
Her yer buram buram anıların kokuyordu
Her yerde hasretliğin vardı
Oturup ağladım bir ağaç altına
Kuşlar öksüzdü
Papatyalar açmamış boynunu bükmüştü
Dön artık diyemedim
Biliyorum
DÖNÜLMEYEN YERDEYDİN...


BİLGE

3 Mayıs 2010 Pazartesi

ALBÜMDEKİLER

Sevgili arkadaşım Dalgaları aşmak Gülsen Varol hocamızla buluşacağını söyleyince bana da ALBÜMDEKİLER i imzalatmasını rica etmiştim.
Merakla beklediğim ve sevgili Gülsen hocamın imzaladığı kitabıma Fethiyede kavuştum.Akıcı ve duru bir dille yazılmış,kimi sayfalarını gözyaşları ile kimi sayfalarında aman Allahım bu ne sabır diyerek okuduğum kitapta Yalçın'ın ölümü ile böyle kader olurmu diye isyan ederek bir solukta okudum.
Kalem tutan elleriniz soyadınız gibi VAROL sun sevgili GÜLSEN VAROL..

BİLGE